23 Nisan 2014

Şampi...

BAYK 2014 Kış Trofesi 5. ayağında 1. olarak, şampiyonluğa bir adım daha yaklaştık :) Zaytung tarafından düzenlenen ''Türk Spor Basınında Geçmişten Günümüze 've x Şampi...' Başlıklı Sempozyumu''na katılan yeni yetme seyir defteri yazarımız Murat, bakalım neler diyor:


Bordro mahkumu olmanın ne menem bir şey olduğunu anlatamadığım ekip arkadaşlarım Cuma sabahtan güle oynaya Bodrum’un yolunu tutmuşken, ben şahane mimari örneklerle bezenmiş Ümraniye manzarasına karşı, masa başında çalışmaya devam ediyordum. Uçağımın akşam yemeğinin bir kısmına yetişebileceğim bir saatte olması beni teselli ediyordu. Kısa bir rötar sonrası leziz mezelerle dolu neşeli bir rakı masasına gecikmeden katıldım. Bu ayakta sponsorumuz Protel' den Metin Arghan da uzun bir aradan sonra aramıza dahil olmuştu. Yine Protel’den üçüncü ayakta bizle yarışan Melike de masamızdaydı. Kendime Somer biraderlerden uzak rahatça yemek yiyebileceğim bir yer ayarladım derken yanımdaki boş tabureye önce Alp’in sonra Cem’in ziyaretiyle, ağır ağır yemeyi planladığım mezeler suyunu koyduğum rakı renk değiştirmeden arkadaşların midesine inmişti. Tanıyanlar hak verecektir. Tanımayanlara abartı gibi gelmesin.

Güzel bir yemeğin ardından Marina Yat Klüp’te devam eden geceyi fazla uzatmadan ilk yarış gününe yorgun başlamamak için herkes odasının/kamarasının yolunu tuttu. Sabah bu senenin klasik kadrosu dışında Melike ve Pelin'in de katılımıyla teknede buluşuldu. Hafif esecek gibi tahmin edilen rüzgarı da dikkate alarak muhtemelen uzun sürecek coğrafi yarışa göre nevalemizi aldık. Levent’in uğurlu bisküvisi Eti Bebe bisküvisini bulamamış olmak biraz tedirgin olmamıza yol açsa da herkes yerini alıp seyre başlayınca moralimiz yerine geldi. Bu haftaya kuvvetli rakiplerimizin önünde başlamanın verdiği rahatlıkla beraber farkı korumak gerekliliğinin getirdiği heyecan hepimizin motive olmasını sağlıyordu.


Olası rotalardan 24 millik kısa olan rotanın yapılacağı haberinin ardından iyi bir startla, rakiplerimizle beraber yarışa başladık. Uluç’un ne yaparsa denize düşeceğini birinci ağızdan aktarmasıyla Pelin de gayet hızlı ve güvenli bir şekilde yoğun tramola silsileli yarışta ekibe ayak uydurdu. Beklenin aksine 10 knot civarı rüzgarda Karaada boğazını geride bıraktığımızda 2-3 teknenin gerisinde kalmıştık. Ancak yarış süresini dikkate aldığımızda first-finish olmasa da ilk sıra şansımızı zorlamaya devam ediyorduk. Yıldız adasını döndüğümüzde rüzgar da şiddetini arttırmış 12-14 knotlara gelmişti. Orsa seyrinde kısa süre içinde, 2-3 dakika arkadan takip ettiğimiz Arkas’ın farkı biraz daha arttırmakta olduğunu gözledik. Farkın daha da açılmaması için konsantrasyonumuzu bozmadan yarışa devam ettik ve kaybettiğimiz dakikaları finişe yaklaşırken geri kazandık. Cem şahin gözleriyle yarış sırasında saniye hassasiyetinde sıralamamızı aktarmaya devam ederken çabamızın meyvesini düzeltilmiş zamanda yarışı önde bitirerek aldık.

Yarış sonrası akşam Marina Yat Klüp'te yapılan ödül töreninde, önceki ayakta elde ettğimiz 3. lüğün kupasını aldık. Günün başarılı sonucunun da etkisiyle bu sefer herkes geceyi daha uzun tutmaya meyilliydi. Yat klüpte başlayan Bodrum mandalinalı şahane sandoz shotlarından sonra gece, ertesi gün yarış yokmuş havasında devam etti. Her şeye rağmen ertesi sabah ekip gayet dinç (!) bir şekilde teknede buluştu. Yine uzun bir coğrafi rota ancak bu sefer tam aksi yöne. Kargı adası iskelede ardından Köçek adası iskelede bırakılarak tekrar Kargı adası dönülecek yarış yaklaşık 19 mil sonunda Bodrum’da son bulacaktı. Rüzgar önceki güne göre bir parça daha biraz sert 12-15 knot civarında idi. Bugün misafir olarak Serap vardı ve Uluç’tan yine klasikleşmeye başlayan korku hikayesini dinleyerek yarışa başladı. Dünün aksine startımız arzu ettiğimiz gibi olmadı ve ilerleyen dakikalarda da bir türlü umduğumuz performansı gösteremedik. Köçek Adası dönüşünde önümüzdeki teknelerle aradaki farkın açıldığını görmek moralimiz biraz bozar gibi olduysa da her zaman olduğu gibi son saniyeye kadar yarışı bırakmama yönünde birbirimize gaz vermeye devam ettik. Bu arada olmaz denilen bir şey oldu. Balon indirirken bir türlü pozisyonumu ayarlayamadım ve bir anda sol bacağım hatchten içeri girdi ve kendimi bir anda yere yapışmış halde buldum. Canım çok acımıştı ama dikkatimi çeken daha ziyade teknedeki mutlak sessizlikti. Ayağım aşağıda balonu toplayan Uluç’un ağzına çarpmış ve uyku dışında Uluç’un konuşmadığı tek nadide anı yaşamamızı sağlamıştı.

Levent'in dehası, Poseidon yardımıyla birleşince bu sefer de finişe ve Kurtburnu’na yaklaşırken aradaki farkı kapatmaya başladık ve yarış boyunca en iyi 3. lük gibi gözüken pozisyonumuzu yarış sonunda 1.liğe taşıdık. Bizi en yakından takip eden rakiplerimiz Arkas’ın her iki günü 2. ve TEB’in 3. kapamasına rağmen elde ettiğimiz 1.liklerle mevcut farkı bir parça daha açtık. Önümüzdeki 2 ayağı şampiyonluğumuza olan inancımızı arttırarak ancak kuvvetli rakiplerimizin de bizi takip ettiğini aklımızda tutarak beklemeye başladık. Not: Dramatik fotoğraflar için sevgili Ceren Yıldız'a çook teşekkürler :)

BAYK 2014 Kış Trofesi 5. ayağında 1. olarak, şampiyonluğa bir adım daha yaklaştık :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder